Genel

Türkiye Meclisi’nde Çiftyürek’in Sesi: Kobani Davası ve Tutuklu Siyasetçilere Adaletsiz Yaklaşım

Van Milletvekili Sinan Çiftyürek, Meclis'te gerçekleştirdiği konuşmada, Kobani davasını ve siyasi tutukluların durumunu ele aldı. Çiftyürek, özellikle Demirtaş ve Yüksekdağ'a yönelik tutuklamaların siyasi boyutuna dikkat çekerek, Türkiye'nin hukuk ve demokrasi standartlarını sorguluyor.

Van Milletvekili Sinan Çiftyürek, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yaptığı çarpıcı konuşmada, Kobani davası ve siyasi tutukluların durumunu gündeme taşıdı. DEM Parti Grubu adına söz alarak, Kobani olayları sırasında yaşamını yitirenlerin anısına saygı duruşunda bulunan Çiftyürek, aynı zamanda tutuklu bulunan siyasi figürler Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere tüm tutukluları selamladı.

Kobani Davasının Gecikmeli İşlemleri

Çiftyürek konuşmasında, Kobani davasının neden yedi yıl süreyle bekletildiğini sorguladı. 2014 yılında meydana gelen olaylar karşısında Türk yargısının 2020 yılına dek dava açmamış olmasının altında yatan nedenleri mercek altına aldı. Bu gecikmenin, siyasi saiklerle mi yoksa yargısal aksaklıklarla mı ilgili olduğu sorusunu gündeme getirdi.

Siyasi Tutuklamalara Dair Eleştiriler

Van Milletvekili, 2015 Kasım seçimlerinden sonra HDP’ye yönelik başlatılan tutuklama furyasını eleştirdi. Bu sürecin, çözüm sürecinin sona ermesiyle eş zamanlı olarak gerçekleştiğini ve siyasi bir karar olarak algılandığını belirtti. Çiftyürek, bu durumun demokratik değerlerle bağdaşmadığını ve siyasi tutuklamaların, ülkenin demokratik yapısına zarar verdiğini vurguladı.

Kobani Halkının Rolü ve Uluslararası Boyut

Kobani halkının IŞİD karşısında gösterdiği direnişe de değinen Çiftyürek, bu direnişin sadece Kobani için değil, tüm Orta Doğu ve dünya için önemli olduğunu ifade etti. Kobani halkının, IŞİD’e karşı verdiği mücadelenin global çapta olumlu sonuçlar doğurduğunu ve bu yüzden Kürt halkına olan borcun, uluslararası toplum tarafından tanınması gerektiğini belirtti.

Yargılanmayan Katiller ve Siyasi Çifte Standartlar

Konuşmasının bir diğer önemli noktası olarak, olaylar sırasında ölen 54 kişinin katillerinin yargılanmaması ve bu konuda verilen önergelerin reddedilmesi ele alındı. Çiftyürek, bu durumun adaletin işlememesi anlamına geldiğini ve hukukun üstünlüğü ilkesine gölge düşürdüğünü dile getirdi. Konuya ilişkin ise şu ifadeleri kullandı;

Siyasi Tutuklular ve Yumuşama Politikaları

Son olarak, Çiftyürek, Türkiye’nin siyasi tutuklular konusunda izlediği politikalara ve “yumuşama” ile “normalleşme” sürecine değindi. Bu süreçte özellikle Kürt siyasi tutukluların gündeme getirilmemesini eleştirerek, bu durumun çifte standart olduğunu savundu. Çiftyürek, eğer iktidar gerçekten Kobani davasının faillerinin ortaya çıkarılmasını istiyorsa, DEM Parti’nin araştırma önergesine destek verilmesi gerektiğini belirtti.

Van Milletvekili Sinan Çiftyürek’in bu konuşması, Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi ve hukuki durumun sadece yerel değil, aynı zamanda uluslararası yankılar uyandıran ciddi bir mesele olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu durum, Türkiye’nin demokrasi, hukuk ve insan hakları alanında atması gereken adımların ne denli önemli olduğunu vurguluyor.

DEM Parti Grubunun Kobani davasıyla ilgili Meclise sunmuş olduğu araştırma önergesinin gerekçesini açıklamak için söz almış bulunuyorum. Öncelikle 6-8 Ekim Kobani olaylarında yaşamını yitirenlerin hepsinin anısının önünde saygıyla eğiliyorum. 108 kişinin içerisinde tutuklu bulunan başta Sayın Demirtaş ve Sayın Yüksekdağ olmak üzere bütün tutukluların duruşlarını, tutumlarını, sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Şimdi, aslında Kobani kumpas davasıyla ilgili olarak gerek DEM Parti Grubu gerekse de başta Demirtaş, Yüksekdağ olmak üzere tutuklular gerekli siyasi ve hukuki savunmayı fazlasıyla yaptılar. Ben burada yaklaşan 16 Mayıs karar günü nedeniyle sadece bazı noktaların altını çizmek istiyorum.

Birinci belirtmek istediğim nokta: Bu Kobani davası neden yedi yıl bekletildi? Yargı dava açmak için yedi boyunca neyi bekledi? Olaylar 2014’te yaşanıyor fakat dava 2020 açılıyor. İkincisi, neden 2015 Kasım seçimlerinden sonra yani çözüm sürecinin bitiminden sonra başta Demirtaş ve Yüksekdağ olmak üzere vekillere ve HDP’lilere dönük olarak tutuklama furyası başlatılıyor. Ne beklendi? Çözüm sürecinin sonlanması beklendi değil mi?

Şimdi, Kobani davasıyla ilgili olarak akılda bir soru daha var. Kobani halkı yediden yetmişe bedenlerini IŞİD’in tanklarının önüne koyup durdurmak isterken peşmergenin dayanışma amacıyla oraya gitmesine Türkiye onay verdi. Dayanışma amacıyla peşmergenin gitmesine onay veriyorsun güzel de aynı dayanışma için içeride demokratik tepki veren halka niye dava açıyorsun? Bir; ikincisi ve önemlisi, neden o olaylarda ölen 54 kişinin katillerinin yargılanması için verilen önergeyi reddediyorsun? Eğer gerçekten katillerin açığa çıkmasını istiyorsan niye reddediyorsun?

İkincisi, şimdi Kobani halkı sadece ve sadece kendisi için, kendi davası için kenti özgürleştirmedi, Kobani halkı aynı zamanda Orta Doğu ve dünyanın yükünü omuzladı. Bakın, bundan bir süre önce Moskova’da büyük bir katliam oldu. Şunu iyi bilelim: Eğer Kürt halkı, Kobani halkı IŞİD’e ölümcül darbeyi vurmasaydı Orta Doğu ve dünya bugün kana bulanacaktı. Dolayısıyla, dünya ve Avrupa halklarının Kürt halkına demokrasi ve özgürlük yönünden borçları vardır. Şimdi, bu ne biçim davaya ya, hakikaten ya; ne akıl var, ne feraset var, ne mantık var, ne hukuk var. Ölen Kürt, yargılanan Kürt. Yani Kürt, Kürt’ü mü öldürdü şimdi hakikaten ya?

Kürt, Kürt’ü mü öldürdü? 54 kişinin 47’si HDP’li, nasıl oluyor bu yani? HDP üstelik ısrarla diyor ki: “Ya, soruşturma açın, bu katiller açığa çıksın.” Niye önünü tıkıyorsunuz. Dördüncüsü, Sayın Özel ile Sayın Erdoğan görüştüler, dosyalarında “yumuşama” bizim tabirimizle “normalleşme” gündemdeydi.

Bir sürü şey söylendi, “Osman Kavala”, “Can Atalay”, “Sinan Ateş”, “28 Şubat” sorunlarına ilişkin görüşme yaptılar. Niye Demirtaş ile Figen Yüksekdağ başta olmak üzere Kürt siyasi tutukluları gündeme gelmedi? Bu, çifte standart değil mi Sayın AKP’liler? Sayın CHP’lilere de söylüyorum.

Son olarak şunu demek istiyorum: İktidar eğer “yumuşama” diyorsa, “normalleşme” diyorsa bütün sorunların kaynağında yatan şeylerden -Orta Doğu’da ve Türkiye’de- biri Filistin ise diğer en önemlisi de kürt milletidir. 

Dolayısıyla bu sorunun barışçıl, demokratik çözümünü bekliyoruz. Son sözüm şudur benim: Diyoruz ki: Eğer siz gerçekten Kobani davasının katillerinin açığa çıkmasını istiyorsanız -hepinizden destek bekliyoruz- DEM PARTİ’nin araştırma önergesine onay verin.