Gündem

Türkiye’de Milliyetçilik Yükselişi: Siyasette Denge Kayboluyor mu?

Türkiye’nin milliyetçilik yükselişi, siyasi tabloyu nasıl değiştiriyor? Milliyetçiliğin tehlikeli karışımına karşı alternatif bir yol var mı? Bu makalede, bu soruların cevaplarını arayacağız.

Türkiye, son yıllarda milliyetçi bir akımın etkisi altında. Siyasi partiler, milliyetçi söylemlerle seçmenleri kendilerine çekmeye çalışıyor. Ancak bu durum, Türkiye’nin iç ve dış politikasında ciddi sorunlara yol açabilir. Milliyetçilik, sadece Türkiye’ye özgü bir olgu değil. Bütün dünyada, ırkçılık, mülteci karşıtlığı, kadın hakları ihlalleri, cinsiyet ayrımcılığı gibi olumsuz eğilimlerle birlikte yükselen bir milliyetçilik var. Bu milliyetçilik, ötekini yok etmeyi amaçlayan ve manevi bir dış politika izleyen bir gözü karalık haline geliyor.

Merkez Siyasette Boşluk Var

Türkiye’de siyasi tabloya baktığımızda, merkez siyasette ciddi bir boşluk olduğunu görüyoruz. Bu boşluk, iktidar partisi AKP’nin ve onunla ittifak kuran MHP’nin milliyetçi söylemleriyle doldurulmaya çalışılıyor. Ancak bu söylemler, Türkiye’nin demokratik ve çoğulcu yapısına zarar veriyor. AKP ve MHP’nin milliyetçiliği, Türkiye’yi kutuplaştırıyor ve toplumsal barışı tehdit ediyor.

Bu boşluğu doldurabilecek bir alternatif ise henüz ortaya çıkmış değil. Muhalefetteki CHP ve İYİ Parti de milliyetçi söylemlerden uzak durmuyor. Özellikle İYİ Parti, MHP’den kopan bir parti olarak milliyetçiliği benimsemiş durumda. Bu partiler, iktidarın çekim gücüne karşı koyamıyor ve ona benzemeye başlıyor. Ancak iktidara benzeyen bir muhalefetin Türkiye’ye bir hayrı yok. Çünkü iktidarın orijinali var ve en iyisini o yapıyor.

Milliyetçiliğe Karşı Alternatif Bir Yol Var mı?

Milliyetçiliğin tehlikeli karışımına karşı alternatif bir yol arayanlar ise Millet İttifakı’na bakabilirler. Millet İttifakı, CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’den oluşan bir seçim ittifakı. Bu ittifak, milliyetçilikten uzak durmayan ama bunu dengeleyen bir rol üstleniyor. Millet İttifakı, Türkiye’nin demokratikleşmesi, ekonomik kalkınması, sosyal adaleti ve uluslararası ilişkilerindeki sorunlarının çözümü için ortak bir vizyon sunuyor.

Millet İttifakı’nın başarısı ise henüz kesin değil. Bu ittifakın içindeki partiler arasında farklı görüşler ve çıkarlar var. Bu partiler, birbirleriyle uyumlu bir şekilde çalışabilecekler mi? Millet İttifakı, iktidarın baskısı altında dağılacak mı? Bu ittifak, seçmenlerin güvenini kazanabilecek mi? Bu soruların cevapları, Türkiye’nin siyasi geleceğini belirleyecek.