Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.
Ekonomi

Euro yüzde 55, dolar yüzde 46 ve altın fiyatları yüzde 71 düzeyinde artış gösterdi!

Pandemi salgınında normalleşmeye başlarken başta gıda fiyatları olmak üzere A’dan Z’ye her şeye anormal bir şekilde zam gelmeye başladı. Yağ fiyatları yüzde 100 oranında zamlanırken elektrik, doğalgaz, akaryakıt fiyatları TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranların çok çok üzerinde artmaya başladı. Döviz kurlarında ki artışlar zam yağmurunu doluya çevirirken, asgari ücrete, emekli ve memur maaşlarına yapılan zamlar adeta güneş görmüş kar gibi eridi gitti. Son 1,5 yılda; Euro kuru yüzde 55, Dolar yüzde 46 ve altın fiyatları yüzde 71 düzeyinde artış gösterdi! Yapılan zamlara ve döviz kurlarında ki bu artılara dikkat çeken Saadet Partisi Temel Karamollaoğlu ‘’dolu gibi yağan zamlar nedeniyle insanımız her geçen gün daha da zorlanmakta; geçim sıkıntısı giderek büyümektedir’’ dedi. Ekonomi gündemini değerlendiren Karamollaoğlu şu çok çarpıcı açıklamalarda bulundu;

“HAZİRAN’I MUMLA ARAR HALE GELDİK”

* Daha şimdiden Temmuz ayında, Haziran’ı mumla arar hale geldik. 30 Haziran’ı, 1 Temmuz’a bağlayan gece ardı ardına zam haberleri geldi. Bir gecede elektrik yüzde 15, doğalgaz yüzde 12, LPG yüzde 15, öğrenci harcı yüzde 10 zamlandı. Pandemide normalleşmenin başladığı ilk günden beri adeta bir ‘Anormal Ekonomik Pandemi’ ile karşı karşıya kaldı insanımız…

* Dolu gibi zam yağıyor. Uzunca bir süredir her yeni güne zam haberiyle uyanıyor, her gece yatmadan yeni bir zam haberi alıyoruz. Bir ürüne yıl içerisinde 7-8 kez zam geliyor; bir yıl içerisinde toplamda yüzde 100’leri bulan zamlar insanımızın belini büküyor. Durum öyle bir hal aldı ki; market çalışanları, fiyat etiketlerini değiştirmekten yorgun düştüklerini ifade ediyor. Allah aşkına; evlerimizdeki en temel ürün olan sıvı yağ fiyatlarına bir bakın!

* Yüzde 100’leri aşan zamlar nedeniyle insanımız yağ alırken kara kara düşünür hale geldi. Bunun yanında Türk Lirası her geçen gün eriyor, diğer para birimleri karşısında her geçen gün değer kaybediyor. Bakınız sadece son 1,5 yılda; euro yaklaşık yüzde 55, dolar yüzde 46, altın fiyatları yüzde 71 düzeyinde artış gösterdi.

* Özetle; uzunca bir süre önce başlayan sağanak zam yağmuru; artık dolu ve fırtınaya çevrilmiş durumdadır. Dolu gibi yağan zamlar nedeniyle insanımız her geçen gün daha da zorlanmakta; geçim sıkıntısı giderek büyümektedir.

“TÜKETİCİ ENFLASYONU SON 2 YILIN ZİRVESİNE ÇIKTI”

* Bildiğiniz üzere TÜİK enflasyon oranlarını açıkladı. TÜİK verilerine göre; Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) 2021 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 1,94, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 8,45, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,53 artış gösterdi. Bu oranlarla, tüketici enflasyonu son 2 yılın zirvesine çıkmış oldu. Ayrıca bu oranlar TÜİK’e göre; gerçek rakamların bunun çok daha üzerinde olduğu hem uzmanlar tarafından tespit ediliyor hem de vatandaş tarafından çarşı-pazarda hissediliyor.

* Ama bu oranlara rağmen; Türkiye enflasyonda adeta şampiyonluğu kimseye kaptırmıyor! Biz, bu durumu ülkemize yakıştıramıyoruz! Biz, TÜİK’in marketi ile insanımızın marketi arasındaki fiyat farklarına itiraz ediyoruz! Bizim gönlümüz, insanımızın en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale getirilmiş olmasına razı gelmiyor!

“TÜRKİYE İYİ YÖNETİLEMİYOR, ADETA SAVRULUYOR”

* Çok açık ifade ediyorum; Türkiye iyi yönetilemiyor, adeta savruluyor. Bugün Türkiye’de; kirli bir mafya, iktidar ve medya ilişkisi var. İnsanların tapulu mallarına, otellere mafyatik yollarla çökmek var. Şantaj var, tüm kurumlara ve devletin tüm kılcallarına varıncaya dek ahlaksızlık var. İftira var, yalan var, karalama kampanyaları var. Gücün medyası ve güçlünün hukuku var.

* Peki ne yok? Türkiye’de adalet yok, hukuk yok! Şeffaflık yok; ehliyet ve liyakate önem vermek yok! Vatandaşı düşünen idareci yok! Daha da vahimi; bu var olan yanlışlıkları yok etmek için çaba gösteren, yok olan değerlerin ve güzelliklerin de yeniden var olabilmesi ve bunların ülkemizde hakim olabilmesi için gayret eden iktidar yok!

* Bir taraftan insanımıza porsiyonlarınızı küçültün tavsiyesi gelirken; diğer taraftan Marmaris’e bir yazlık saray daha yapan anlayış var! Bir tarafta haksız yere hapse atılan, AYM’nin hak ihlali kararına rağmen serbest bırakılmayan siyasilerin olduğu ülkemizde, diğer tarafta suçu ve suçluyu kendi siyasi ortaklıklarına göre belirleyen siyasiler var!

“‘YA BENDENSİN YA DA HAİN’ ANLAYIŞI DEMOKRASİYİ İŞLEMEZ HALE GETİRİYOR”

* Ülkemizde hemen her konuda iktidar ve ortakları ile kendileri gibi düşünmeyen ve kendilerine en ufak da olsa itirazlarda bulunan insanlar arasında büyük ayrımlar yapılıyor. Siyasi ortaklıklara göre masum insanlar suçlu, daha da kötüsü suç işlemiş olanlar da kahraman ilan edilebiliyor. Sadece ittifak ortaklıklarını devam ettirebilme saikiyle, ülkemizi ilgilendiren en hayati konulara yol çiziliyor, istikamet belirleniyor.

* ‘Ya bendensin ya da hain’ anlayışı demokrasiyi işlemez hale getiriyor, siyaseti tıkıyor, adaleti yaralıyor. İttifak ortağının Ak Parti’yi mecbur bıraktığı bu aşırı güvenlikçi söylem ve ‘iki kutuplu Türkiye’ mantığı; Türkiye’yi esir alıyor, özgürlükleri her geçen gün kısıtlıyor, ekmeğimizi küçültüyor, insanımızı yoksullaştırıyor. Türkiye’nin bu sıkışmışlık halinden, siyaset başta olmak üzere hemen her alana hakim olan tıkanmışlık halinden bir an evvel kurtulması, insanımızı rahatlatacak adımların ivedilikle atılması gerekiyor.

“BAHÇELİ YERİNE GÖRE MAFYA LİDERLERİNE SAHİP ÇIKIYOR”

Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Karamollaoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik, “Soylu’ya yapılan itibar suikastını asla kabul etmiyoruz. Kim demiş Sayın Soylu yalnız diye, kim demiş Soylu sahipsiz diye. Hakkında ne söylenirse söylensin, bizim denilenlere aldırış etmemiz mümkün değildir” açıklamasının hatırlatılması üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:

* Son zamanlarda oklar, özellikle de dışarıdan yapılan açıklamalar Sayın Soylu’yu hedef almış gibi gözüküyor. Doğru olup olmadığı hakkında bir fikir beyan edemem çünkü detayı hiç bilmiyorum. Çünkü mafya ile bizim hiçbir zaman irtibatımız ilişkimiz olmadı. Ancak ben burada Sayın Soylu’nun bir İçişleri Bakanı olarak kendisinin aklanması babında da ‘ya madem bu kadar iddianız var işte ben çekiliyorum.

* Dışımda bir bakan gelsin bu dediğiniz iddiaları benim dışımdakiler araştırsın’ demesini ben kendisinden beklerdim şahsen. Demek ki pek böyle bir niyeti kendisinin yok. Sayın Bahçeli’nin de Soylu’ya sahip çıkmasını ben garipsemiyorum. Bahçeli yerine göre mafya liderlerine sahip çıkıyor. Mafya liderlerine sahip çıkması bu kadar ileriye gidebildiğine göre.

* Şu andaki İçişleri Bakanı’na sahip çıkmasını garipsemek pek de garip gelmez. Onun için ben bu konuda Sayın Bahçeli’nin açıklamasından çok Sayın Soylu’nun bu tip iddiaların gerçekle alakası olmadığını kendisine yönelik bir takım iddiaların açıklığa kavuşması için ‘işte ben bu görevi gönül rahatlığı ile birisine teslim ediyorum ve benim aklanmamı bekliyorum’ demesini ben daha doğru bir yol olarak görüyorum.