Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.
Genel

Marmara Denizinde oluşan salya ile ilgili bakanlığın tedbir almadığı ortaya çıktı!

CHP’li Özgür Özel Çevre Bakanlığı’na verdiği soru önergesinde ”Marmara Denizi’nde salya tehdidi yaşandığı, bölge balıkçılığının bu durumdan olumsuz etkilendiği doğru mudur? Eğer salya salgını yaşanıyorsa salgın çevre kirliliğinden ya da başka bir nedenden mi kaynaklanmaktadır? Bakanlığınızın salya salgınının nedenini açıklayabilecek bir çalışması var mıdır?” diye sordu. Bakanlık ise bakın nasıl cevap verdi;

“Konuya ilişkin yapılan araştırmaların sonuçlarından, salya salgını oluşumuna ve bunun nedenlerine ilişkin bir sonuca ulaşılmadığından Bakanlığımızca alınmış bir tedbir bulunmamaktadır. Yapılan araştırmaların yıl ortasına doğru sonuçlanması beklenmektedir.” dedi.

CHP GRUBU ADINA ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) – Yanlışın neresinden dönersek kârdır.” demiş atalarımız. Bir yanlış vardı geçen hafta uygulanan. Geçtiğimiz hafta müsilajla ilgili bir komisyon kurulması için Cumhuriyet Halk Partisi olarak önerge vermiştik ama reddedilmişti iktidar bloğunun oylarıyla. Yanlıştı, aklınız başınıza gelmiş, doğru bir karar vermişsiniz, kutluyoruz. Şimdi bu komisyonun kurulması doğrudur.

Darısı mafya-siyaset ilişkilerinin araştırılmasına ilişkin olsun, darısı kendi Bakanlığına malzeme satan Ruhsar Pekcan’ın soruşturmasına ilişkin olsun diyorum.

2007-2014 yılları arasında müsilaj sorunu ile ilgili 9 ayrı rapor hazırlanmış

Son aylarda yaşanan en büyük sorun, müsilaj. Bu, konuşuluyor son birkaç aydır. Bilim insanları “müsilaj” diyorlar, vatandaş “salya” diyor, balıkçılar ise “kaykay sorunu” diyorlar bu soruna. Bu sorun var mı, var. Ne zamandır var? Uzun yıllardır var ve konuşuluyor. Bakın, hemen söyleyeyim, 2010 yılında… 2007-2014 yılları arasında Marmara Çevre İzleme Projesi kapsamında 9 ayrı rapor hazırlanmış. 9 ayrı raporda müsilaj sorununa yani kaykay sorununa dikkat çekilmiş, “Aman ha aman.” denmiş. “Marmara Denizi ölüyor.” denmiş, herkes kulağının üstüne yatmış. Marmara Belediyeler Birliği 21-22 Kasım 2017 tarihlerinde bir çalıştay yapmış, çalıştayın sonuçlarında demiş ki “Marmara Denizi ölecek, Marmara Denizi bitecek, aman ha aman.” diye uyarılmış, yine herkes kulağının üzerine yatmış. Bugün geldiğimiz noktada doğru bir karar yapıldı, Sayın Bakana teşekkür ediyorum, Sayın Kurum’a. Geçtiğimiz hafta bir çalıştay gerçekleştirildi, çalıştaya bilim insanları davet edildi, yerel yöneticiler davet edildi, hep birlikte el ele verildi ve bu sorunun çözümüne ilişkin 21 maddelik bir rapor hazırlandı.

Soruna siyasi bakmamak gerekiyor

Marmara Denizi CHP’lilerin denizi değil sadece, AK PARTİ’lilerin değil, MHP’lilerin değil. Ya, Marmara Denizi bütün milletimizin ortak bir malıdır. O yüzden buna bakarken siyasi bakmamak gerekiyor, siyasi davranmamak gerekiyor. Geçtiğimiz hafta -üzüldük birazcık da- bazı milletvekili arkadaşlarımız birtakım değerlendirmelerde bulundular, işi “Efendim, şu belediye kazandı da, böyle oldu da, şu gitti de, şundan kaynaklandı da…” gibi yorumlara getirdiler. Hiçbir bilimsel açıklaması olmayan, hiç akla mantığa uymayan birtakım yorumlar yapıldı. Oysa bu, siyasi bir konu değil, bu, tamamen çevreyle ilgili ve tüm hepimizin el atması gereken bir konu. Sebep nedir? Sebep şüphesiz ki küresel ısınmanın etkisi var, yaklaşık 2-2,5 derece bir deniz suyu sıcaklığı var, şüphesiz bunun etkisi var, evsel atıkların etkisi var, kimyasal atıkların etkisi var, Ergene Nehri’nin etkisi var çünkü Ergene Nehri kirli akıyor.

Marmara Denizi’nin bir iç deniz olmasından kaynaklı bir sıkıntı var. Marmara Denizi bir iç deniz ama böyle giderse maalesef iç çöl olacak, iç çöl çünkü bir anlamda, bir foseptik çukuru hâline getirilmiş durumda Marmara Denizi ve bunda herkesin günahı var. İnsanlar atıyorlar, fabrikalar kimyasal atıklarını atıyorlar; yerel yönetimler aracılığıyla kanalizasyon atıkları tam çözülmeden buralara veriliyor. “Derin deşarj” diye bir yöntem getirildi ve bu, Marmara Denizi’ni kirletti. Bunların hepsinin bir kez daha değerlendirilmesi ve bu denizin temizlenmesi için gereğinin de yerine getirilmesi gerekiyor.

Geçtiğimiz hafta biz Ergene Nehri’ndeydik, bir grup milletvekili arkadaşımızla birlikte Trakya’daydık. Ergene Nehri’nin bulunduğu 3 ili de ziyaret ettik, 3 ilde de çalıştık yani Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne illerinde. Ergene Nehri kirli akıyor arkadaşlar; Ergene Nehri’nden zehir akıyor, kimyasal atıklar akıyor; fabrikaların atıkları Ergene Nehri’ne gidiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir