Bir vergi affı ve sicil affı yasası daha geliyor!
Bir vergi affı yasasıyla daha karşı karşıyayız. Yeni vergi affı ile ilgili açıklamalarda bulunan Diyarbakır Milletvekili Paylan, bu yeni vergi affı kanunun vatandaş için değil AKP'ya yandaş şirketler için çıkarıldığını iddia etti. Yandaş şirketlerin toplam 157 Milyar liralık vergi affını silmek için kanun çıkartıldığını iddia eden Diyarbakır Milletvekili Garo Paylon, yeni kanun teklifi hakkında hem detaylı hemde çok çarpıcı bilgiler verdi...
GARO PAYLAN (Diyarbakır Milletvekili) -Bir vergi affı ve sicil affı yasasıyla daha karşı karşıyayız. Bakın -ben altı yıldır milletvekiliyim, Plan ve Bütçe Komisyonu üyesiyim- üzülerek söylüyorum: Altı yılda bu gördüğüm 5’inci vergi affı yasası, daha önce yılda 1 vergi affı yasası getiriyordunuz değerli arkadaşlar, durum değişti; daha altı ay önce vergi affı yasasını bu Meclis görüştü, altı ay sonra bir vergi affı yasasıyla daha karşı karşıyayız. Değerli arkadaşlar, vergi afları vergi ahlakını ve vergi barışını bozar. Ülkemizde zaten vergi adaleti, vergi barışı, vergi ahlakı yoktu; son altı yılda özellikle, AKP’nin getirdiği vergi aflarıyla vergi adaleti ve vergi ahlakı tamamen yerle bir olmuştur arkadaşlar.
Bu kanun teklifinin gerekçesi ne?
Tıpkı altı ay önceki vergi affında olduğu gibi Covid-19 salgınının etkilerini azaltmakmış. Değerli arkadaşlar, Anayasa’mız -Anayasa madde 73- diyor ki: “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.” Şimdi size şunu soruyorum: Covid-19 herkesi aynı şekilde mi etkiledi? Yani Covid-19’dan bütün vatandaşlarımız eşit şekilde mi etkilendi değerli arkadaşlar? Hayır, öyle olmadı. Kimileri servetine servet kattı bu pandemi döneminde dünyada ve Türkiye’de, kimileriyse iflas etti, intiharlarla yüz yüze kaldı, evine ekmek götüremedi, dükkânının kepengini kapattı.
Çok iyi biliyorsunuz, bazı sanayiciler var, 3 vardiya çalıştı Covid-19 döneminde, 3 vardiya; ihracatçılar çalıştı, belli sanayi sektörleri 3 vardiya çalıştı; servetlerine servet kattılar, varlıklarına varlık kattılar. Ama kimi esnafımız var, kimi küçük işletmelerimiz var ki siz onları on beş aydır kapalı tutuyorsunuz, beş kuruş destek vermiyorsunuz; onları açlığa mahkûm ettiniz. Şimdi diyorsunuz ki: Biz Covid-19 salgınının etkilerini azaltmak için vergi affı getiriyoruz. Bakın, size şunu söyleyeyim: Bir vergisini ödemeyenler var, bir de ödeyemeyenler var. Biz bu vergi affı yasası teklifinin ödeyemeyenlerden yana kullanılmasını destekledik. Yani ne dedik? “Vergisini ödeyemeyenler, aç açıkta olanlar, iflas edenler kamu tarafından desteklensin, hatta onların vergileri silinsin.” dedik ama bir de vergisini ödemeyenler var arkadaşlar, vergi ahlaksızları var, yandaşlar var, servetine servet katanlar var.
Sıfır faizli kredi
Size bir şey söyleyeyim mi? Şimdi, memlekette kredi faizi kaç arkadaşlar? Gidin bir bankaya yüzde 25, yüzde 28 veya yüzde 30. Yüzde 25’ten aşağıya kredi yok memlekette. Size AKP’nin beş yıldır sunduğu sıfır faizli krediyi bir daha anlatacağım arkadaşlar. Sıfır faizli bir kredi var, nedir o biliyor musunuz? Sayın Elitaş, getirmiş sıfır faizli kredi, diyor ki: “Vergini ödeme, ben senin vergini sıfır faizle yapılandıracağım.” ve bazı mükellefleri, o vergi ahlaksızları maalesef durumları iyi olmasına rağmen vergilerini ödemiyorlar, bankadan da kredi almıyorlar, sonuçta nasılsa Maliye Bakanlığı vergileri yapılandırıyor ve sıfır faizle yapılandırıyor arkadaşlar. Bakın “Vergisini ödeyemeyenlerin vergisini silelim.” diyoruz ama vergisini ödemeyenlere neden sıfır faizli olarak yapılandırıyorsunuz?
Vergi politikaları iktidarın kimlerden yana olduğunu gösterir. Bu iktidar büyük sermayeden, kartelci sermayeden, yandaş sermayeden yana ve bu vergi yasasıyla da göreceksiniz onların vergisini affediyor. Esnaflarımız zannediyor ki “Benim birkaç bin lira, 5 bin lira, 10 bin lira, 20 bin lira vergi borcum var, devletimiz bunu yapılandırıyor, sağ olsun.”. Oysa, onların derdi başka, onlar yandaşlarının vergilerini sıfırlıyorlar değerli arkadaşlar.
Vergi affı yasa teklifi
Bakın, bu vergi affı yasa teklifiyle, düşünün, Maliye idaremiz -vergi kaçakçılarını denetmenler yakalıyor öyle değil mi- bazı kaçakçıları yakalıyor ve onlara vergi cezası kesiyor. Maliyemiz 157 milyar TL vergi cezası kesmiş, biliyor musunuz? 157 milyar TL vergi kaçağı yakalamış ve cezasını kesmiş. Şimdi, bu vergi affı yasası teklifi “Ben bu 157 milyar TL’lik cezayı siliyorum.” diyor arkadaşlar, bu vergi affı yasası teklifi. Bakın, rakamı anlaması için vatandaşlarımıza şöyle anlatayım: Sayın Cumhurbaşkanı 1,4 milyon esnafa geçenlerde 4 veya 5 milyarlık bir destek paketi açıkladı “4 milyar TL vereceğim.” dedi büyüte büyüte, 4 milyar TL. Bakın, 1,4 milyon esnafa 4 milyar TL destek bir yıl sonra. İşte, yandaşların 157 milyar TL vergi cezasını silen bir yasa teklifiyle karşı karşıyayız değerli arkadaşlar. Bakın, size bir örnek vereyim:
Vergi kaçırmışsan sana ödül veriyor
Diyelim ki Maliyemiz bir vergi kaçakçısını yakaladı, 1 milyar TL ceza kesti, 1 milyar TL de vergi aslını uyguluyor, 2 milyar TL ödemesi lazım. Şimdi, diyor ki bu yasa teklifi: “Ben, sen başvurursan 1 milyar TL cezanı zaten siliyorum, vergi aslının da yarısını bana ödersen yani 500 milyon lira bana ödersen bütün vergini kapatacağım.” Bakın, 2 milyar karşılığında “500 milyon TL’ye bütün vergini kapatacağım.” diyor. Yani namuslu esnafımız yani dürüst iş insanımız eğer Maliyeye vergisini düzgün yatırmışsa ona hiçbir şey yok ama vergi kaçırmışsan sana ödül veriyor, bırakın ceza vermeyi ödül veriyor bu vergi yasası teklifi. Düşünebiliyor musunuz, polisler kırmızı ışıkta geçenleri sürekli yakalıyor ve ceza kesiyor.
Şunu yapsa Meclisimiz: Kırmızı ışıkta geçenlere her yıl af getirse ya siz, kırmızı ışıkta geçmeyen bir insan bulabilir misiniz? İşte bunu yapıyoruz arkadaşlar. Vergi kaçıranları her yıl affederek vergi kaçırmayı normalleştiriyoruz, sıradanlaştırıyoruz, hatta vergi kaçırmayanlara “keriz” dedirtiyoruz arkadaşlar. Zamanında, çocukken babamın dükkânında otururken komşu esnaf geldi, vergi levhamıza baktı, mütevazı da bir esnafız, dedi ki: “Ya, sen keriz misin bu kadar vergi veriyorsun arkadaş?” O gün duydum çocuk kulaklarımla. Mütevazı bir arabaya biniyoruz, komşu esnaf Mercedes’e biniyor “Sen keriz misin bu kadar vergi veriyorsun?” diyor.
Yasa affı ve stok affı
İşte, biz bu vergi affı yasalarıyla vergisine uyumlu olan yurttaşlarımızı da keriz durumuna düşürüyoruz maalesef. İşte bu yasalardan behemahâl vazgeçmemiz gerekir. Başka ne yapıyor bu yasa teklifi? Süreyya Sadi Bey de bilir, kendisi de 4 tane vergi affı yasası çıkardı, beraber çıkardık, Komisyon Başkanı olarak. Yasa affı getiriyor, stok affı getiriyor, yeniden değerleme imkânını veriyor.
Ben hiçbir şey demeyeceğim, altı ay önce Plan ve Bütçe Komisyonumuza gelen Hazine ve Maliye Bakan Yardımcımız Sayın Osman Dinçbaş konuşsun. Bakın, tutanaklardan söylüyorum kasa affının nelere yol açacağını. Bizde bir vekil dedi ki “Kasa affı getirecek misiniz?” O da dedi ki “Bu yasanın amacı, tıkanmış insanlara yardımcı olmaktır. Stok affı, kasa affı tıkanmayla ilgili değildir.” Yani “Pandemiyle ilgili değildir.” dedi. “Kasa affını getirdiğiniz zaman patronların şirketlerindeki fonlarını çekip kasada varmış gibi göstererek vergi kaçırmasını sağlarsınız ve böyle bir şey artık olmayacak.” dedi. Kim dedi? Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Sayın Osman Dinçbaş. O zaman Bakan kim? Sayın Lütfi Elvan. Bugün Bakan kim? Sayın Lütfi Elvan. Yani altı ay önce Bakan Yardımcısı diyor ki “Kasa affı, stok affı, yeniden değerleme gibi yöntemler vergi kaçırma yöntemidir.” ama altı ay sonra aynı Bakan Meclise kasa affı, stok affı, yeniden değerleme getiriyor. Ve ne getiriyor biliyor musunuz?
Düşünün ki bir inşaatçı bir arsa almış 1 milyon liraya -şu anda evrakında 1 milyon olarak duruyor- üzerine bina yapacak, diyelim ki rant sağlayacak, 20 milyon liraya çıkacak ve bunun vergisini verecek. Şimdi, deniyor ki “Senin o arsan 20 milyona çıkmışsa bunu yeniden değerleyebilirsin.” Neyle yapacaksın? “Yüzde 3 bana vergi vereceksin.” deniyor. Düşünebiliyor musunuz arkadaşlar, yüzde 25 vergi verecek olan o müteahhitler veya patronlar, yeniden değerlemeyle olsa yüzde 3 vergi verip bu vergiyi kaçırmış olacaklar. Bu mudur vergi adaletinden anladığınız? Arkadaşlar, bu mu vergi adaleti, vergi ahlakı? Zenginlerin vergisini affetmek, onlara vergi kaçırma yöntemlerini göstermek midir vergi adaleti, vergi ahlakı? Bu Meclis bunun için mi var arkadaşlar? Bu Meclis yoksulların yanında değil mi? Bu Meclis yalnızca patronların Meclisi mi? Patronların vergisini affetmek için mi her yıl bu Meclis var? İşte bu sorularla karşı karşıyayız.
SİCİL AFFI GELİYOR
Bu yasa teklifi başka ne getiriyor? Sicil affı getiriyor, sicil affı. Süreyya Bey sicil affını da çok iyi bilir, defalarca kendisiyle beraber geçirdik. Bu yasa teklifinde deniliyor ki “Bir esnafın, bir iş insanının çeki yazılmışsa, senedi yazılmışsa Bankalar Birliği Risk Merkezine bildiriliyor. Biz onu unutulalım, sicili affetmiş gibi yapalım.” Bakın “Affetmiş gibi yapalım.” diyor diyorum. Kim bakacak bu sicil affına size söyleyeyim. Sayın Başkan, sicil affı yasasını defalarca çıkardık, kim baktı buna? Özel bankalar baktı mı? Hayır. Özel bankaların risk merkezinde o kişinin çekinin yazıldığı aynen duruyor ve o kişi tekrar kredi almaya gittiğinde “Senin çekin yazılmış, sana kredi veremem.” diyor, çek yaprağı istediğinde “Veremem.” diyor.
Kimin için çıkarıyoruz bu yasayı? Kamu bankaları için çıkarıyoruz. Bakın, özel bankalar risk görüyorlar kredi vermiyorlar, çek yaprağı vermiyorlar. Kim veriyor? Kamu bankaları veriyor. Beş yıl önceye kadar özel bankaların kredilerdeki payı yüzde 66’ydı, kamu bankalarının yüzde 34’tü, şimdi tersine döndü arkadaşlar. Şimdi riski kamu bankaları sırtlandı yani yurttaşlarımız sırtlandı. Durumu bozuk olan zombi şirketler, yandaş şirketler kimler tarafından finanse ediliyorlar? İşte bu “Sicil affına bakma.” dediğimiz yasaları çıkararak kamu tarafından, kamu bankaları tarafından finanse ediliyorlar. Şu anda kamu bankalarının kredilerdeki payı yüzde 65-66’ya çıktı yani o yandaşlara aktardığınız paralar, milletimizin vergileriyle aktardığınız paralar yüzde 66’ya çıktı ve bunun faturası bir gün çıkacak.
Kamu bankaları yeniden risk almaya devam edecek
Bu sicil affı yasasıyla da görürsünüz, kamu bankaları yeniden risk almaya devam edecek, bazı üst düzey kişilerin telefonlarıyla kamu bankaları yandaşlara, zombi şirketlere kredi vermeye devam edecek. Sonunda, bir altüst oluşta, kamu bankaları bunun altında kalacak yani kamu kaynakları bunun altında kalmış olacak. İşte böyle yasalarla karşı karşıyayız değerli arkadaşlar.
Peki, bu kadar eleştirdik, yapılması gereken ne? Yapılması gereken çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi almak, vergi affı yasalarını asla çıkarmamak. Arkadaşlar, eğer Maliye idaresi bir kişinin vergi kaçırdığını yakalamışsa, onun ensesinde boza pişirmek. Amerika’da en büyük suç vergi kaçırmaktır. Bakın, Amerika’da her şeyi yapabilirsiniz, bir şekilde affı vardır ama vergi kaçırmanın asla affı yoktur. Amerika’da bazı insanlar belki Allah’tan korkmazlar ama vergi idaresinden korkarlar, çekinirler, vergi kaçırmayı akıllarından bile geçirmezler çünkü vergi kaçıran bir kişiyi idare yakaladığında onun ticari hayatını bitirir. O açıdan, herkes vergi ahlakına uymakla yükümlü olduğunu bilir. Bizdeyse vergi kaçırmak gerçekten vakayıadiye arkadaşlar. Vergi kaçırmak doğru mu olmuş? Kim umursuyor vergi idaresini? Bakın, bürokratlarımız, denetmenlerimiz orada, kim umursuyor onları? Nasıl olsa ben yakalanırım, bana ceza kesilir, nasıl olsa her yıl milletin vekilleri vergi affı getirir arkadaş. “Normal vergi mükellefi fazlasını vermişken ben de giderim -düşük- 3 kuruş veririm ve böylece kurtarırım.” diyorlar.
Bu yasa teklifinin en sakıncalı maddesi
Bu yasa teklifinin en sakıncalı maddesini size açıklayacağım, matrah artırımı maddesiyle karşı karşıyayız; Sayın Başkan bunu da çok iyi bilir. Matrah artırımı nedir, biliyor musunuz sayın arkadaşlar? Şimdi 2 şirket örneği vereceğim: Diyelim ki 10 milyar lira bir şirket ciro yaptı, 1 milyar lira kâr etti, 200 milyon lira da vergisini verdi ve böylece temiz, düzgün bir şekilde kayıtlarını bildirdi. Diğer işletme de 10 milyar lira ciro yaptı, hiç kâr bildirmedi; bakın, 1 milyar lira kazanmasına rağmen hiç kâr bildirmedi. Şimdi matrah artırımıyla hiç kâr bildirmeyen, 10 milyar lira ciro yapan şirkete diyoruz ki: “Sen, bana 100 bin lira kâr bildir, 20 bin lira da vergi ver, ben seni incelemeyeceğim arkadaş.” 20 bin lirayla 10 milyar lira ciroyu temize çıkarmış oluyoruz değerli arkadaşlar. işte bunu getiriyor matrah artırımı. Peki, diğer şirkete ne yapıyor matrah artırımı, biliyor musunuz? 10 milyar ciro yapmış, 1 milyar lira kâr etmiş, 200 milyon lira vergisini veren şirkete diyor ki: “Bak, matrah artırımına başvur, başvurmazsan risk altında kalırsın.
Sen bu 1 milyar lira kârını 200 milyon lira daha artır, bana da 40-50 milyon lira daha vergi ver, böylece belki ben seni kurtarırım.” Yani düşünebiliyor musunuz, aynı ciroyu yapan, aynı kârı yapan iki şirket; birisi vergiyi kaçırıyor, onu 3 kuruşa affediyoruz, diğeri vergi kaçırmıyor, ona da mobbing uyguluyoruz: “Aman, bak, başvurmazsan vergi denetmenleri sana gelir. Bak, sen CHP‘lisin. Bak, sen HDP’lisin. Bak, sen İYİ Partilisin. Yarın öbür gün vergi denetmenleri gelir senin ensende boza pişirir. Aman, bu matrah artırımına başvur.” diyoruz. İşte, vergi ahlaksızlığını böyle geliştiriyoruz arkadaşlar. Bu neyi getiriyor? İşte, keriz mükellef-çıkarcı mükellef ikilemini getiriyor. Keriz mükellef -tırnak içinde söylüyorum- o namuslu, vergi vermeye çalışan vatandaşlarımız; onlar keriz durumuna düşürülüyorlar ve vergilerini düzgün verdikleri hâlde daha fazla artırma baskısıyla karşı karşıya kalıyorlar. Vergi kaçıransa 20 bin lirayla, 10 bin lirayla milyarlarca liralık vergi kaçağını temize çıkarıyor. Bu mudur sizin vergi ahlakından anladığınız? Bu mudur sizin vergi adaletinden anladığınız değerli arkadaşlar?
O açıdan değerli arkadaşlar, yapmamız gereken, vergisini ödeyemeyenlerle ilgili bir mekanizma kurmaktır. Bakın, vergisini ödemeyenlerin mutlaka vergisini almalıyız ama vergisini ödeyemeyenlerin başvuracağı bir vergi ombudsmanlığını kurmamız lazım. Zor duruma düşen, dar duruma düşen vatandaşımız gitsin başvursun. Eğer nesnel gerekçeleri uygunsa o vatandaşımızın vergisi yapılandırılsın, sıfır faizle yapılandırılsın ama vergisini ödemeyenlere, bunu kötü niyetle kullananlara asla bir vergi affı getirilmesin değerli arkadaşlar.
Bakın, size ne olacağını da söyleyeyim. İş insanlarıyla konuştum. “Ya, ben keriz miyim, gideyim bankadan yüzde 28’le kredi alayım. Ne yapacağım?” diyor. “Vergi affı yasasına başvuracağım.
Şimdi ne olacağını size söyleyeyim arkadaşlar. Bakın, geçen gün iş insanlarıyla görüştüm. “Ben keriz miyim yüzde 28 faizle kredi alayım. Ne yapacağım? Eski vergi borçlarımı yapılandıracağım sıfır faizle, yenisini yine ödemeyeceğim. Ne olacak, 2022 ya da 2023’te seçim var. AKP kesinlikle bir yıl sonra bir vergi affı yasası daha getirecek. Ben vergilerimi ödemeyeceğim yine 0 faizle yapılandıracak.” diyor. Aynen bunu söyledi.
Hadi çıkın deyin Sayın Elitaş, hadi Sayın AKP’li vekiller, Sayın MHP’li vekiller deyin ki: Bir daha asla vergi affı yok. Bakın, Mehmet Şimşek “Bir daha vergi affı yok.” dedi, Sayın Naci Ağbal defalarca “Bir daha vergi affı yok.” dedi, Süreyya Sadi çıkardı vergi aflarını. Daha sonra arkadaşlar, Berat Albayrak geldi “Vergi affı tövbe yok.” dedi, e Lütfi Elvan altı ayda 2 vergi affı çıkardı. Altı ayda 2 tane çıkaran seneye 1 tane daha çıkarır. İşte, böylece de vergi ahlakı bozulur değerli arkadaşlar, vergi barışı, vergi adaleti bozulur.
Asgari ücret açlık sınırının altında kalmışken
Şimdi, bir veri açıkladınız dün; Türkiye ekonomisi yüzde 7 büyümüş. Vay vay vay, Türkiye ekonomisi yüzde 7 büyümüş.
Çiftçiler açlık çekerken, esnaflar yoksulluk çekerken, işçi ay sonunu getiremezken, asgari ücret açlık sınırının altında kalmışken Türkiye ekonomisi yüzde 7 büyümüş. Şimdi, size soruyorum: Kimi büyüttünüz arkadaşlar, kimi büyüttünüz? Yine kimleri büyüttünüz? Ben size söyleyeyim, yandaşlarınızı büyüttünüz. Şimdi de o yandaşlarınızın ödemediği vergileri affediyorsunuz. Hadi buyurun. Yandaşlarınızın ödemediği vergileri ve cezalarını 3 kuruşa affediyorsunuz.
Bakın, dün bir veri daha açıklandı; iş gücünün gayrisafi hasıladan aldığı pay. Kim büyümüş size söyleyeceğim. Geçen yıl 10 milyonlarca işçi bütün gayrisafi hasıladan yüzde 39 alıyormuş, bu yıla gelmişiz yüzde 35,5’a düşmüş. Kim büyümüş? Kimi büyüttünüz?
İşçinin geliri azalmış, emekçinin geliri azalmış, işte, yandaşlarınızın geliri artmış, şimdi de o gelirleri artan yandaşlarınızın, büyük kartellerin vergilerini affediyorsunuz. Bu mudur sizin vergi adaletinden anladığınız? Ya, bir çiftçinin vergisini affettiniz mi? Bir emekçinin vergisini affettiniz mi? “Esnafa nefes kredisi.” diyorsunuz, yüzde 17,5’la kredi veriyorsunuz. Değerli arkadaşlar, çiftçinin vergisini, borcunu erteliyorsunuz, yüzde 18 tefeci faiziyle erteliyorsunuz, yandaşınızın vergi borçlarını yüzde 0’la erteliyorsunuz. Bu mudur sizin adaletten anladığınız değerli arkadaşlar?