
TAHSİN TARHAN (Kocaeli Milletvekili) – Bu, öyle bir yasa ki içinde yok yok. Âdeta bağırıyor “Gel vatandaş, gel!” Limanlarımızı peşkeş de var, OHAL’i uzatmak da var, sendikaları bitirme de var, 200 milyar borçlanma da var. Teklifin 1’inci maddesine dair Anayasa Mahkemesi kararını Komisyonda saatlerce açıkladık, arkadaşlarımız da bu kürsüde açıkladılar.
Anayasa Mahkemesinin kararı açık, diyor ki: “İhale yapılmadığı sürece kamu yararını sağlayamazsınız.” İhale yapılmadığı sürece rekabet koşulları oluşmaz. Kamu yararı yoksa, rekabet koşulları yoksa, eşitlik yoksa; Anayasa’ya aykırılık vardır. Getirdiğiniz düzenlemede yine ihale yok, pazarlık yok, fiyat artırımı yok. Ne var? Uyduruk bir hesaplama yöntemi.
Öyle bir yöntem ki dolarla imzalanan sözleşmeleri Türk lirasına çeviriyorsunuz. Gerekçeniz: Özelleştirme İdaresi TL üzerinden işlem yapıyor. Ya, siz bu kadar yerli ve millîyseniz garanti ve geçiş bedellerinde neden döviz kurundan anlaşmaları imzalıyorsunuz? Halkın parasını harcarken şirketlere dolar ödeyen siz; şirketlerden para alırken “Yerliyiz, millîyiz, TL alırız.” diyen gene siz. Bu maddenin tartışılacak ve düzelecek bir yanı yok. İhale yoksa Anayasa’ya uygunluk yok. Anayasa’ya aykırı bu düzenlemeyi geri çekin.
Özelleştirmelerin yapıldığı dönemlerde limancılık bu kadar önemli değildi, artık stratejik bir konumda. Çin Yunanistan’ın Pire, İsrail’in Hayfa Limanı’ndan sonra Avrupa’nın en büyük limanı Hamburg Limanı’nı da aldı; kilit noktaları da ele geçiren Çin pandemiyle dünyayı tedarik krizine soktu. Değeri her geçen gün artan limanların ihalesiz, pazarlıksız, rekabetsiz yapılacak süre uzatımı bu vatana ihanettir.
BOTAŞ’ı Varlık Fonuna devrettiniz, daha önce kâr eden BOTAŞ sürekli borçlanıyor, siz de 2’nci maddeyle borçlarını siliyorsunuz. Teklifin 3’üncü maddesi ibretlik bir örnek olarak Meclis tarihine geçti. İktidar tarafından Genel Kurulda 2023 bütçesi görüşülürken 2022 bütçesine 200 milyar lira ek borçlanma getirmek için bir milletvekilinin imzasıyla teklif verildi. Korsan bir kanun maddesiyle, ışıl ışıl gözlü Bakan mışıl mışıl uyurken Cumhur İttifakı vekilleri saraydan gelen talimatla tıpış tıpış oy verdiler.
Gece yarısı vatandaşın cebine elini sokup uçan ekonominin kaçan borçlarını kapatmak için bütçeyi 200 milyar lira daha borçlandırdılar. Borçlanma yasasında değişiklik için verilen bu teklifle kanunsuz biçimde yetki delinerek borçlanma yaptığınızı itiraf ettiniz Komisyonda. Yılın bitimine on beş gün kala, yıl boyunca yapılan bu kanunsuz harcamayı onaylamak; Anayasa’yı, yasamayı, yargıyı paspas etmek, Meclisin bütçe hakkını gasbetmektir.
4’üncü maddeyle, petrol arama ve sondaj faaliyetlerinde çalışanların yedi buçuk saatten fazla gece çalışması yapabilmesinin önünü açıyorsunuz. Petrol arama ve sondaj işi ağır ve tehlikeli bir iş. Böyle bir işte işçileri iki vardiyada on iki saat çalıştırmak doğru değil.
Teklifin 5’inci maddesiyle, SGK’nin üniversite hastanelerinden olan alacaklarını siliyorsunuz. SGK faturaları zamanında inceleyip avanslardan artan alacağını almıyor, gecikmeli olarak bu alacağını talep edince üniversite hastaneleri SGK’ye dava açıyor. Mahkemeler de “SGK görevini zamanında yapmadı.” diye üniversite hastanelerini haklı buluyor. Siz sorunu çözmek yerine borçları siliyorsunuz.
Teklifin 6’ncı maddesiyle yıllardır kanayan bir yara olan genel sağlık sigortası prim borçları siliniyor. Vatandaşımızın sağlık hizmeti almasındaki prim borcu engelinin ortadan kaldırılması doğrudur, olumlu buluyoruz ancak araya yabancıların da borçlarını sıkıştırmışsınız. Yabancılara ait 1,5 milyon liraya yakın bir borcu siliyorsunuz. Komisyonda soruyoruz, bakanlık temsilcisi “Yabancıları bulamıyoruz, o yüzden borçları siliyoruz.” diyor. İnanabiliyor musunuz, açıkça diyor ki: “Bu yabancıların nerede olduğunu bilmiyoruz.”
Dün, Düzce Milletvekilimiz Fahri Bey bu kürsüde “Siz istediğiniz için değil biz istediğimiz için, bizim önergemizle zeytinlere dair düzenleme tekliften çıkartıldı.” dedi, bu tavra ve bu anlayışa şaşırdım ve çok üzüldüm. Değerli arkadaşlar, zeytin ağacı der ki: “Herkese aitim ve kimseye ait değilim. Siz gelmeden önce de buradaydım, siz gittikten sonra da bu topraklarda olacağım.”
Çok önemli bir mücadeleyi muhalefet vekilleri ve zeytincilerimiz hep birlikte ortaya koyduk. Ben bir sanayiciyim, üretimin önemini bilen biriyim fakat bir tek zeytin ağacını hiçbir fabrikaya değiştirmem çünkü tek bir zeytin ağacı kendi başına bir fabrikadır. (CHP sıralarından alkışlar) Zeytinliklere dair düzenlemenin tekliften çıkarılmasına katkısı olan tüm milletvekillerine teşekkür ediyorum. Biz, iktidarı eleştiriyorsak bu ülkeyi sevdiğimizdendir; biz, iktidara teşekkür ediyorsak bu vatana sevdamızdandır.
Bu kürsüde “…Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim.” dedik ve görevimize başladık. Namusunuz ve şerefiniz üzerine içtiğiniz bu andı hatırlatıyorum. Bu teklife “ret” oyu verin, Anayasa suçu işlemeyin.
Bu torba Anayasa’yı ihlal torbası, bu torba günah torbası, gün gibi açık bir ah torbası. (CHP sıralarından alkışlar) Anayasa’yı ve Anayasa Mahkemesi kararlarını hiçe sayarak limanları peşkeş çekme inadınızla gelecek nesillerin ahı üzerinizde. Bağımsız yargı yerine, ihraç edilen insanların kaderini onları ihraç eden kurumun ellerine bıraktığınız için, o insanların evlatlarının, ailelerinin ahı üzerinizde. İki sendika güçlensin diye kapatmaya ant içtiğiniz sendikaların ve o sendikalara üye olan memurların ahı üzerinizde.
Bugüne kadar silmeyip seçim dönemi beklediğiniz genel sağlık sigortası prim borçları yüzünden yıllardır hastaneye gidemeyenlerin ahı üzerinizde. (CHP sıralarından alkışlar) Seçim olmasa asla silmeyeceğiniz TEDAŞ faturalarının altında ezilen çiftçilerin ahı üzerinizde. Bir gecede 200 milyar lira daha borca soktuğunuz vatandaşın ahı üzerinizde ancak ah yerde kalmayacak. Mazlumun ahı sandıkta indirecek şahı!