Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.
GündemSON DAKİKA

Antalya’da orman yangınında evi yananlar için verilen sözler tutuldu mu? TOKİ’den yeni bir skandal iddiaları

Antalya’da orman yangınlarında 1.350 vatandaşımızın evi kül olurken 750 vatandaşımızın ahırı yandı. Ormanda evi yananlara başta Cumhurbaşkanı recep Tayyip Erdoğan ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bir takım sözler vererek, yanan evlerin maliyetinin yüzde 50’sinin devlet/TOKİ tarafından karşılanacağı söylendi. Lakin verilen sözlerle ve TOKİ tarafından yapılacağı söylenen evlerle ilgili skandal bir iddia ortaya atıldı. İddiaları meclis gündemine taşıyan Antalya Milletvekili Cavit Arı, bir takım çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Konuya ilişkin Arı şu açıklamalarda bulundu;

Bilindiği üzere, ilimiz Antalya’da ismi “Manavgat yangını”yla anılan bir yangın süreci gerçekleşti. Bu yangın sürecinde, Manavgat’la beraber Alanya, Gündoğmuş, Akseki ve İbradı ilçelerimizde de ciddi bir zarar meydana geldi. Bu yangın sürecinden sonra, evleri yanan 1.350 vatandaşımız ve yine, ahırı yanan 750 vatandaşımız oldu. İşte, bu, evleri yanan vatandaşlara, başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere Çevre ve Şehircilik Bakanı dedi ki: “Evleriniz devlet tarafından yapılacak ve yapılan evlerin yüzde 50’si tarafımızdan, yüzde 50’si de sizin tarafınızdan karşılanacak.”

Ancak gelin görün ki bu evlerin yapım aşamasına geçildiğinde vatandaşa boş sözleşmeler imzalatıldı. Şimdi, bu boş sözleşmenin anlamı nedir, boş sözleşme niye imzalatılır? Şimdi, belli ilçelerde inşaat süreci başlatıldı. Örneğin, Manavgat’ın bazı köylerinde ve Akseki’de inşaat süreci başlatıldı. Ancak temmuzda meydana gelen yangından bugüne kadar Alanya’da ve Gündoğmuş’ta ise henüz daha bir çivit dahi çakılmadı.

Şimdi, inşaat süreci devam eden yerlerde, TOKİ tarafından iş ihaleye verildi ve müteahhit tarafından inşaat süreci başlatıldı. Peki, bu boş sözleşme niye imzalatılır? Müteahhit işi almış, devletin resmî bir ihalesinde ihale yapılmışsa rakamlar belli olmaz mı? İşte, bu süreci Cumhurbaşkanlığına sorduk. Cumhurbaşkanı Yardımcısı tarafından tarafımıza verilen, soru önergemize verilen cevapta şu söylenmekte, denmekte ki: “Fiyatlar ve indirim oranları netleşmediği için vatandaşa bildirim yapılmamıştır.” Yahu, nasıl olur? Yani müteahhit işi almış, devlet resmî ihalesini yapmış ama devlet biliyor, müteahhit biliyor, vatandaş kaç paraya evinin mal olacağını bilmiyor yani böyle bir anlayış olabilir mi?

Şimdi, bakın, bu yetmezmiş gibi bir de şöyle bir durum var: Vatandaşın kendi imkânı varsa, vatandaş “Kendi birikmiş param var, devlet değil de ben bu parayla evi yapabilirim.” derse ne denilmekte biliyor musunuz? “Hayır, yapamazsın.” İşte, vatandaşa verilen ret cevabıyla “Sen yanan evinin yerine ev yapamazsın ancak TOKİ tarafından müteahhide biz yaptıracağız.” denilmektedir. Böyle bir anlayış olabilir mi? Böyle bir uygulama olabilir mi? Değerli arkadaşlar, bu bir skandaldır, yazıktır, günahtır, ayıptır, vicdansızlıktır. Çünkü vatandaşın kendisi daha ucuz rakamlarla yapabilir. Niye müsaade etmiyorsunuz? İşte, Tarım İl Müdürlüğü tarafından verilen ret cevabı. Neymiş efendim, vatandaşa “Senin arazin 20 dönümün altındaysa biz bu izni veremeyiz.” denilmektedir.

Peki, TOKİ tarafından şu an yapılan, müteahhit tarafından yapılan yerlerin hepsi ayrı ayrı 20 dönüm mü? Hayır değerli arkadaşlar. Bakın, eğer TOKİ müteahhide yaptıracaksa yeter ki bir ev yapacak kadar yer olsun, yapılıyor ama vatandaş “Kendim yapacağım.” derse 20 dönüm şartı aranmaktadır. İşte, böyle bir skandal uygulama var. Yani zaten vatandaş, yangından mağdur olmuş, perişan olmuş, evini kaybetmiş; şimdi de TOKİ’nin bu yüksek rakamlı ihalelerine muhtaç olmak, mecbur bırakılmak zorunda.

Bakın, bu yangın sonrasında burada çok geniş alanlarda orman satışı yapılmakta, orman ağaçları satılıyor, onunla ilgili de ayrıca değerlendirmelerimiz olmuştu. Orada ormanın çok ucuz bir şekilde satıldığını daha önce de defalarca paylaşmıştık. Bu süreçle ilgili bir kanun teklifim oldu. Kanun teklifinde şunu ifade etmeye çalıştık, dedik ki: Bakın, devlet olarak yüzde 50’sini devlet karşılamakta, geri kalan yüzde 50 işte o bölgede satılan orman ağaçlarından elde edilen gelirlerden karşılansın.

Bununla ilgili bir kanun teklifimiz oldu. Eğer iktidar olarak sizler samimiyseniz… Orada ucuz bir şekilde satılsa da devlet zarara uğratılsa da yok pahasına satılsa da en az 300-400 liraya satılması gereken ağaçların bugün 60 lira, 70 lira, 100 lira gibi rakamlarla satılmış olmasından bir kamu zararı doğuyor olsa da bununla ilgili şikâyetimiz ayrıca devam ediyor. Ancak buradan elde edilen gelirden geri kalan yüzde 50’lik kısmın karşılanmasını kanun teklifi olarak sundum. Siz de eğer iktidar olarak bu konuda samimiyseniz gelin bu kanun teklifine destek verin, burada bu teklifimizi kanunlaştıralım.

Manavgat bölgesindeki, Gündoğmuş, Akseki bölgesindeki, Alanya bölgesindeki vatandaşlarımızın daha büyük zararlar çekmesini hep beraber önleyelim diyorum.