Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.
EkonomiSON DAKİKA

Ekonomiyi bir kişinin saplantılarıyla birlikte yönetmeye çalışıyoruz!

MURAT EMİR (Ankara) – On dokuz yıllık iktidarınız sonucunda ekonomiyi duvara dayadınız, bütün parametreler çöküyor, dövizi ancak seyredebiliyorsunuz, yapacağınız hiçbir şey kalmadı; milletimiz açlık, yoksulluk, işsizlikle baş başa, yarın çocuğuna süt alabilecek mi, alamayacak mı, bunu düşünüyor ama siz bu sorunları çözmek yerine âdeta bir sebep arayıp “Buradan nasıl sıyrılırız?”ın peşindesiniz.

Bakın, hâlinizi görünce divan edebiyatı aklıma geliyor. “Hüsnütalil” diye bir yöntem vardır, edebî bir tarz var. Onda sebep yakıştırma yapar şair yani olağan bir olayı romantik bir olaya bağlar. Mesela, son baharda dökülen yaprakların nedeni olarak sevgilinin göz yaşlarını söyler. Aynı şekilde, bunun halkçası da şudur: Nasrettin Hoca eşekten düşer “Zaten inecektim.” der.

Değerli arkadaşlar, bakın, sizin, öyle, faize bir savaş açtığınız falan yok; siz faizcisiniz, siz cumhuriyet hükûmetleri içerisinde en çok faiz ödeyen bir Hükûmetsiniz ama yapacağınız bir şey kalmadı. Niye? Çünkü 128 milyarı arka kapıdan sattınız. Biz neredeyse bir yıldır soruyoruz “128 milyar doları kime, hangi usullerle sattınız?” diyoruz, çıt yok sizden. Eğer Cumhurbaşkanı doğruysa yani şimdiye kadar ekonomiyi Cumhurbaşkanı yönetmediyse yani birileri Cumhurbaşkanını kandırdıysa yani Cumhurbaşkanının iradesi dışında on dokuz yıldır Türkiye yönetiliyorsa o hâlde bu 128 milyar dolar da olasıdır ki onun bilgisi ve dahli olmadan yapılmıştır. O zaman, gelin, araştıralım, bulalım o hainleri; kim satmış 128 milyar doları, bulalım; kim oradan para kazanmış, bulalım. Niye bundan korkuyorsunuz? Ama yapamazsınız. Niye biliyor musunuz? Çünkü bu araştırmayı yaparsak altından Cumhurbaşkanı ve damadı çıkar. Bunu siz de biliyorsunuz, o yüzden buna cesaret edemezsiniz.

Bakın, Cumhurbaşkanı diyor ki: “Tarihimizde ilk kez kendi ihtiyaçlarımıza, önceliklerimize ve gerçekliğimize uygun bir ekonomi politikası izlemeye başladık.” Arkadaş, siz on dokuz yıldır neredeydiniz? Sizi dinleyen, yeni seçilmiş bir hükûmet zanneder ama baktığınız zaman ekonominin bütün çarkları donmuş durumda, çökmüş durumda ve siz her zaman bildiğimiz o “teflon tava siyaseti”ne devam ediyorsunuz. Hiçbir sorumluluğunuz yok, hiçbir dahliniz yok; birileri gelmiş Türkiye ekonomisini duvara toslattırmış, birileri gelmiş bütçeyi talan etmiş ve siz de işin içinden sıyrılmaya çalışıyorsunuz. Öyle yağma yok, artık gazel okumanın zamanı geçti; sorumlu sizsiniz, sorumluluk alacaksınız.

Cumhurbaşkanı konuştukça dolar artıyor; neden? Çünkü biz ekonomiyi bir kişinin saplantılarıyla birlikte yönetmeye çalışıyoruz, o kişinin tatmin olmasını bekliyoruz ve o kişi gerçeği anlayana kadar da maalesef bu yanlış oyuna devam edeceğiz ve 84 milyon hep birlikte fakirleşmeye, yoksullaşmaya devam edeceğiz.

Bu yeni bir ekonomik model değildir; bu, Türkiye’yi fakirleştirmektir. Her şeyi azaltırsınız, bütün fiyatları artırırsınız, Türkiye’yi yoksullaştırırsınız ve onun üzerinden bir “ekonomik model” derseniz bunun adı aslında Pakistanlaşmadır, Afganistanlaşmadır. Bakın, “İhracat artacak.” diyorsunuz, nasıl artacak ihracat? Devalüasyon olduğu zaman, dolar değerlendiği zaman zaten sizin ihracatınız, ithalata bağlı yüzde 70 oranında; her şeyiniz pahalanacak, bir tek ne ucuzlayacak? Emek ucuzlayacak. Yani diyorsunuz ki “Türk insanı çalışacak -o hani ‘dış güçler’ diyorsunuz ya- o dış güçlere ihracat yapacak.” ve onun üzerinden de siz “Bakın, ne güzel ekonomiyi büyüttük.” diyeceksiniz.

Artık bundan sonra bu milletin karnı bunlara tok, ağır bir ekonomik krizden geçiyoruz ve gerçekten bu sorunları çözecek aklı başında, bilimsel ve piyasayla uyumlu bir yönetime ihtiyaç var ve sizin bunun yapma olanağınız yok. Sizin yapabileceğiniz tek şey bundan sonra ekonomiyi makyajlamaktır, ekonomide sanki sizin sorumluluğunuz yokmuş gibi yapmaktır. Cumhurbaşkanı konuşurken dolar artmasın diye Merkez Bankasına müdahale ettiriyorsunuz. Cumhurbaşkanı çıkıyor, o her şeyin altında dış güçler arayan Cumhurbaşkanı, bu sefer Devlet Denetleme Kurulunu göreve çağırıyor. Ya, Devlet Denetleme Kurulu sizin yetkinizde. Şimdiye kadar bir sürü yolsuzluk oldu, bir sürü iddialar oldu, 128 milyar dolar kapı arkasında satıldı, Devlet Denetleme Kurulunu niye göreve çağırmadınız? Peki, Devlet Denetleme Kurulu bu işi layığıyla yapabilir mi?

Yapamaz çünkü zaten asıl sorumlu sensin. Senin amacın, senin sorumluluğunu ortadan kaldırmaya çalışmak ve dış güçlere bağlayarak sanki senin hiçbir dahlin yokmuş gibi yapmak. O yüzden bu Meclisin görevi, bu duruma el koymaktır ve Türkiye’de başta 128 milyar doların satışı olmak üzere, kim kara para üzerinden para kazanıyorsa, kim dolar manipülasyonu yapıyorsa, kim doların böylesine yükselmesine seyirci kalıyorsa ve kim tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyorsa onun sorumlusunu bulmaktır, ortaya çıkarmaktır. Tarihî bir görevimiz var, Meclisi bu görevi yapmaya davet ediyorum.